Ankara Büyükşehir Belediyesi, kentin tarihi ve kültürel mirasının korunmasının yanı sıra gelecek nesillere aktarılması amacıyla çeşitli programlar düzenlemeye devam ediyor. ABB Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanlığı'nın periyodik aralıklarla düzenlediği Ankara Miras Konuşmaları'nın 17'nci programı Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi'nde yapıldı.Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz'ın konuk olduğu programda; kent konseylerinin amaçları, yerel yönetim bağlamındaki rolleri ve çalışmaları anlatıldı.Ankara'nın 1980'lerden itibaren göçle beraber genişleyen ve dönüşen bir hikayesi olduğunu aktaran Yılmaz, şunları kaydetti:"'Göçmenler zamanı durdurur' derler ya işte böyle bir ortamda herkes kendi sosyolojisini dükkanın sahibi bilerek, ötekini misafir bilmiş. Birbirini tanımaz ve ötekileştirir halde bir kent yapısı oluşmuş. Kentin müşterek hikayesinde hiç kimse aidiyet oluşturamadığı için herkes getirdiği alışkanlıkları kendi kıblesi ve kutsalı haline getirmiş. Birine göre Ankara sosyal yardımların mabedi, ötekine göre sanatın, birine göre eğitimin. Yüzlerce farklı kesim, yüzlerce farklı anlam yüklemiş bu kente. Belki de Ankara, kalıtımcı kültürün mabedi olabilseydi herkesin birbirine tahammül edip kimseyi ötekileştirmediği bir kültürde, Türkiye'deki kamplaşmayı durduracak rehber bir uygulama olacaktı."Cumhuriyet'in ilk 50 yılında yükselen Ankara'nın, göçlerle birlikte farklı bir konuma sürüklendiğini dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:"Ben de Ankara'ya gelen o göçmenlerden olduğum için bu kadar cüretkar bir şekilde konuşuyorum. Kendi çaresizliğimizi saklamak için toplumsal bozukluğumuzu bir kabiliyet gibi dayattık. Çünkü bilmiyorduk. Sonra bizlerin içinden imarcılar çıktı, kuleler dikerek parayla tanıştı. Milyar dolarlık ekonomiler yaratıldı ama kentin değerleriyle tanışma ihtiyacı duyulmadı çünkü gelişme ihtiyacı duyulmadı. Çaresizliği saklamak için dayatılanlar,para üzerinden devam ettirilmeye çalışıldı. Bu cahillik ve zenginlik başka bir hükümdarlık getirdi. Çocukluğundan beri kültür ve sanata mesafeli, böyle bir öğretisi olmayan kesimlerdik. Okul müfredatında yoktu bunların hiçbiri.Ezberlerin dışında hayata tutunabileceğimiz bir öğretiyle karşılaşmadık. Böyle olunca kentli de olamadık. Kentli olamadığımız zaman da huzursuz olduk. Kentli olmanın, kente aidiyete sahip olmanın, huzur olduğunu da yeni yeni anlamaya başladık."Zamanı durduran göçmenlerin de kentlilerin de doğru dili kullanmayarak kente karşı işlenen suçlar üzerinden diğerinin maneviyatına hakaret eder hale geldiğini belirten Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:"Kör ve sağır olarak kamplaşmamızın sebebi politik bir davranış değildi. Politikacılara kolay fatura kesiyoruz ama kendimiz kamplaştırdık bu kenti. Politikacılar sadece buradaki davranış bozukluğunun hasadını yapanlar oldu. Kentleşmeye huzur arasında bir bağ var ve biz bunu: 'Az bilerek çok konuştuğumuz' bir kent yapısında cüretkar cümleler kurarak birbirimizi incitmenin önüne geçtiğimizde, öteki dediğimizi anlamaya başladığımızda kent aidiyetimizi tamamlayacağız."Programın sonunda Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş, Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz'a katılımından dolayı teşekkür belgesi verdi.
Kültür-Sanat
26 Haziran 2023 - 15:05
ANKARA MİRAS KONUŞMALARI'NIN 17'NCİSİ DÜZENLENDİ
Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen Ankara Miras Konuşmaları'nın 17'ncisi, Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz'ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Kültür-Sanat
26 Haziran 2023 - 15:05